İnsanların birbirlerine en çok verdiği öğütlerden biri"Pozitif düşün"
Peki, ben niye böyle bir başlık atmış olabilirim ki?
Açıklayayım;
Düşünce, algı, kavrayış, değerlendirme, sonuç çıkarma, problem çözme, hatırlama, hayal kurma gibi birçok farklı süreci içeren bir yapı.
İnsan sahip olduğu bu düşünme süreciyle dünyayı anlamaya çalışır, çevresel uyaranları yorumlar, deneyimlerinden öğrenir ve gelecek hakkında planlar yapar ki bu planlar hep daha iyi bir yaşam içindir.
İyi de sadece pozitif düşünüp negatifi düşünmemek ve hissetmemeye çalışmak gibi bir düşünme şekli ile daha iyi bir yaşam mümkün olabilir mi?
Dr. Gabor Mate'nin Vücudunuz Hayır Diyorsa adlı kitabında yumurtalık kanserine yakalanmış bir kadın şöyle serzenişte bulunmuş: "Sağlıklı bir hayat sürdüm, iyi beslendim, düzenli spor yaptım. her zaman kendime çok iyi baktım. Bir sağlık timsali seçilmesi gerekse, o benim."
Bir başka örnek kırklı yaşlarının sonuna gelmiş bir adamın söyledikleri. Diyor ki "hep pozitif düşünen biri oldum. Hiçbir zaman karamsar düşüncelerin esiri olmadım. Neden kansere yakalandım ki?
Siz de bir bakın çevrenize, büyük olasılıkla denk geldiğiniz ya da tanıdığınız böyle kişiler vardır. Benim kendi çevremde tanık oldum vakalar var ve şöyle bir düşünsel analiz yaptığımda çoğu pozitif düşünce ve yaşam peşinde koşanlardan oluşuyor ne yazık ki.
Kitaptan çarpıcı bazı alıntılarla devam edeceğim ancak önerim bu kitabı alıp okumanız yönünde.
Uç derecedeki iyimserliğe antidot olarak negatif düşüncenin gücünü öneriyorum diyor Dr. Gabor Mate ve şöyle devam ediyor " Aslında benim inandığım şey, düşüncenin gücü. Düşünce kelimesinin yanına pozitif sıfatını getirip koyduğumuz anda, bize "negatif" gelen realiteleri dışarıda bırakmış oluyoruz."
Hal böyle olunca da psikolojik sağlamlığımız bozulabiliyor ve doktorların bir numaralı tavsiyelerinden biri olan stresten uzak durmayı başaramayabiliyoruz.
Bu konuda da Dr. Gabor Mate'in tespiti şu şekilde: "Kaygılarını "pozitif düşünceler" ile inkar veya hayal kurma yoluyla duymazdan gelenler, stresten daha çok etkilenip daha çok zarar görürler. Sıcağı hissetme yetimiz olmadığında, yanma riskiniz artar."
Gerginlik ve hüsranlarımızın çoğu, olmadığımız biri gibi davranma yönündeki zorlama ihtiyaçlardan kaynaklanıyor diye yazmış Hans Sayle ki kendisi biyolojik stresin bilimsel açıklamasını yapan ilk bilim adamıdır.
Son tahlilde gelelim negatif düşüncenin gücüne.
İnsan, zihinsel, ruhsal ve biyolojik olarak oldukça karmaşık bir yapıya sahip. Son derece bencilce hırslar ve sosyal olma ihtiyacına olan muhtaçlık arasında denge sağlamak öyle sanıldığı kadar kolay bir edinim değil bizler için.
Bu bağlamdan kendimize yine Dr. Gabor Mate'nin ifadeleriyle bakarsak; Negatif düşüncenin gücü, inanmak istediğimiz kadar güçlü olmadığımızı kabul etme gücünü gerektirir ve kendi iyiliğimiz için, aksaklık olan noktaya gözü pek bir kararlılıkla eğilmemizi sağlar.
Son söz de Moleküler araştırmacı Candece Pert'den gelsin;
"Sağlık, iyi düşünceler besleme konusundan ibaret değildir. Bazen şifa için en kuvvetli itki, uzun süredir baskı altında tutulan öfkenin patlamasıyla bağışıklık sisteminin hızla çalışmaya başlamasından doğar.
Nuray Çalışkan
Comments