top of page

Sesimi Duyan Var mı?

Güncelleme tarihi: 31 May



İnsanlarla konuşuyorsun.

Gerçekten konuşuyorsun.

Sesler çıkıyor ağzından, bazen yerli yerince cümleler.

Ama içinde, başka bir yer suskun.

Sanki anlatmak değil de, duyulmak istiyorsun.

Ama sesini duyan var mı?

Konuşmalar yüzeyde süzülüyor,

Bakışlar çarpıyor ama içe geçmiyor.

Hal böyle olunca da,

Bir süre sonra, susmak daha kolay geliyor.

Çünkü içindeki o kırılgan ses:

“Zaten anlamayacaklar…” 

Demeye başlıyor.

Tıpkı Mevlana’nın dediği gibi:

“Ne zaman ki kendini anlatamadığını fark ediyorsun, işte o vakit susmalar dostun oluyor.”


"En derin korkumuz, kendimizin fark edilmemesidir."

Diyor, Søren Kierkegaard

Evet, varoluşsal sancılardan biri de bu.

İnsan sadece sevilmek değil, fark edilmek de istiyor.

Görülmek… anlaşılmak…

Sadece “orada” değil, “burada ve bir anlamla” var olmak.

Kendimizi başkalarının gözlerinde onaylamak istiyoruz çünkü,

Kendi varlığımızı yalnızca içimizde taşımaya gücümüz yetmiyor her zaman.


Kalabalıklar içinde yalnız hissetmek ise bundan daha derin bir şey.

Birinin “Ben seni anlıyorum” demesi…

Belki de ruhun duymak için yıllardır beklediği tek cümle.

Ama o cümle çoğu zaman gecikiyor.

O yüzden içinde hep bir "daha fazlası olmalı" hissi var oluyor,

Daha derin bir temas, daha sahici bir bağ.


Yüzeyden içeri sızan bir sessizlik…

Yıpratıcı, bazen de çıldırtıcı.

Yalnızlık, çoğu zaman bir mekân değil, bir anlam boşluğu.

Anlamı kuramadığın yerde, insanlar sadece figür oluyor.

Ve sen, kendi hikâyenin kahramanı değil de sadece seyircisi gibi hissedebiliyorsun.


İşte bu noktada,

Virginia Woolf’un sesi şifa gibi gelmeli kulağa;

“Önce kendin olmalısın; gerisi sonra gelir.”

Zihin boş durmaz, hemen sorular üretir.

Ya kim olduğumu bilmiyorsam?

Peki, kim olduğumu bildiğimde yanımda kimse kalmazsa?

İşte bu da başka bir varoluşsal korku…


Şimdi bir pencerenin önünde oturuyorsun.

Açık bir kitap, boş bir oda,

Ve içinde kıpırtısız bir arayış…

Belki de mesele, anlaşılmak değil sadece.

Kendini de duyabilmek.

Var olduğunu, onay beklemeden hissedebilmek.


Yine de...

Biri gelse, omzuna/ma dokunsa,

Bir bakışla “Seni gördüm” dese…

Tüm yalnızlık susmaz mı?


Nuray Çalışkan




1 Comment


Güzel bir durum tespiti üzerine adeta bir manifesto olmuş. Devamını, içimizdeki seslerin duyulması temennisi ile bekliyoruz.

Like

©2022, nuray çalışkan tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page