1602 yılında sarkaç ve müzik aletleri üzerine araştırmaları sonucunda, Galileo Galilei tarafından keşfedilen "Rezonans" terimi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyan bir kavram.
Fizik, Kimya, Tıp, Psikoloji, Müzik vb. konularda bazı içerik farkları olsa da rezonansı kısaca, birbirinden farklı iki cismin frekanslarının yani titreşimlerinin birbirine uyması olarak tanımlayabiliriz.
Örneğin,
Fizikte Rezonans: Rezonans terimi, bir sistemin doğal frekansıyla uyarıcı frekansın birbirine eşit veya çok yakın olduğu durumu ifade eder. Bu durumda enerji transferi en etkili hale gelir.
Psikolojide Rezonans: Rezonans terimi, bir kişinin hissettiği veya deneyimlediği duygusal veya zihinsel bir durumun, başka bir kişi veya durumla uyum içinde olduğunu ifade eder.
Dünyada her geçen gün yaygınlaşmakta olan ve bütüncül sağlık uygulamalarından biri olarak kabul gören frekans/rezonans terapilerinin amacı, belirli cihazlar yardımıyla kişinin vücudunda enerji temelli değişimler yaratmaktır. İşte bu noktada rezonanstan faydalanmaya çalışılır ki en etkili halde enerji ve bilgi transferi hücrelerimize yapılabilsin.
Bu enerji temelli değişimler ile vücuttaki enerji akışı ve titreşimler dengelenmeye çalışılarak (homeostaz) sağlık ve iyilik hedeflenir.
Homeostaz veya dengeleşim için, çevresinde gerçekleşen olumsuzluklar karşısında hücrenin kendi dengelerini koruma çabası, değişen koşullarda iç dengenin aktif düzenlemesidir diyebiliriz.
Vücuda dışarıdan verilen titreşimler bazen elektrotlar yoluyla bazen de günümüz teknolojisi bluetooth aracılığıyla da olabilmektedir. Ayrıca bazı programların kullanımı için çalışılacak kişinin yakınımızda olması gerekirken bazen mesafeler gibi engeller nedeniyle uzaktan çalışmalar yapmak da mümkündür.
Yapılan uzaktan çalışmalarda "Bu nasıl mümkün olabilir?" sorusu ile sıkça karşılaşmaktayım.
Şöyle düşünün televizyon yayınları belli merkezden yapılıyor ve biz bu yayınları belirli frekanslar sayesinde izliyor ve dinliyoruz. Bunun için de uydu antenlerini kullanıyoruz. Bazı yayınları izlemek için ise özel dekoder (şifre çözücü cihaz) sahibi olmamız gerekiyor. Healy gibi frekans cihazlarına bir tür dekoder diyebiliriz diye düşünüyorum.
Frekans/rezonans terapisinde kullanılan araçlar sadece frekans üreten cihazlar olabileceği gibi ayrıca frekansları alıp ölçebiliyor da. Bu ölçümleri özel iletken malzemelerle ya da günümüzde bluetooth ve yapay zeka programları aracılığıyla gerçekleştirebiliyorlar.
Frekans/rezonans terapisi, manyetik alanlar, ses dalgaları veya elektromanyetik frekanslar gibi enerji türlerini kullanabilir. Bu terapötik araçların organizma üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna inanılıyor ki buna ben de inanıyorum.
Özetle rezonans/frekans cihazları kullanılarak ulaşılmak istenen amaç organizmanın kendi frekanslarına uyum sağlayarak vücuttaki enerji akışını optimize edebilmek, yani homeostaza(denge) destek sağlamaktır. Hücre, doku ve organlar arasındaki bilgi akışı homeostazın temel bir niteliğidir ve fizyolojik olayların tümleştirilmesini sağlar.
İnsan bedeni de çeşitli frekansta titreşimler ve elektromanyetik alanlar üretir. Bu frekanslar, biyolojik süreçler, hücresel aktiviteler ve sinir iletimi gibi bir dizi fizyolojik olayın sonucudur. İnsan bedenindeki frekanslar, genellikle Hertz (Hz) birimiyle ölçülür.
İşte insan bedeninde önemli frekanslara örnekler:
Beyin Dalgaları:
Delta Dalgaları (0.5 - 4 Hz): Derin uyku sırasında ortaya çıkan yavaş dalgalardır.
Theta Dalgaları (4 - 8 Hz): Rüya aşamasında ve meditasyon sırasında görülen dalgalardır.
Alfa Dalgaları (8 - 14 Hz): Rahatlamış durumda ve hafif meditasyon sırasında ortaya çıkar.
Beta Dalgaları (14 - 30 Hz): Uyanıklık ve dikkat gerektiren zihinsel aktivitelerde görülen dalgalardır.
Gama Dalgaları (30 Hz ve üzeri): Yüksek düzeyde bilişsel aktivitelerle ilişkilidir.
Kalp Atışı:
Kalp atışı frekansı, genellikle dakikada atım sayısı (bpm) olarak ölçülür.
Normal kalp atış hızı yetişkinlerde 60 ila 100 bpm arasındadır.
Solunum Frekansı:
Normal solunum frekansı, dakikada 12 ila 20 nefes arasında değişebilir.
Elektromanyetik Alanlar:
Vücut, hücrelerin aktiviteleri ve sinir iletimi gibi biyolojik süreçler nedeniyle zayıf elektromanyetik alanlar üretir.
Elektromanyetik frekansları genellikle çok düşük frekansta (ELF) veya radyofrekans (RF) aralıklarında ölçülür.
Hücresel ve Moleküler Titreşimler:
Hücresel ve moleküler seviyede, proteinler, DNA ve diğer biyolojik yapılar belirli frekansta titreşimler gösterir.
Bu titreşimler, moleküler düzeydeki etkileşimleri ve kimyasal reaksiyonları yönlendirebilir.
Bu frekanslar, sağlıklı bir vücudun normal işleyişini yansılar. Ancak, bazı sağlık sorunları veya stres durumları, bu frekansların normalden sapmasına neden olabiliyor. Biyofizik, biyo-manyetizma ve tıbbi fizik gibi alanlarda, bu frekansların ölçümü ve analizi, vücuttaki fizyolojik durumları anlamak ve sağlık durumunu değerlendirmek için kullanılır. Örn. (fMRI)
Evet, rezonans hakkında araştırmalar halen devam etmektedir ancak kişisel öngörüm frekans/rezonans terapilerinin gün geçtikçe yaygınlaşacağı yönünde çünkü, gerek kendi üzerimde gerekse yakınlarım için yaptığım çalışmalarda güzel sonuçlara tanık oluyorum.
Коментарі