top of page

Zihin Kodlanabilir mi? C. Elegans’ın Robotik Reenkarnasyonu

Güncelleme tarihi: 7 gün önce

Bir zihni haritalamak mümkün mü? Peki, ya o haritayı bir makineye yüklemek? 

İnsanlık, binlerce yıldır zihnin sırlarını çözmeye çalışıyor: Ruhun yeri nedir, nerededir? Bilinç nasıl oluşur? “Ben” dediğimiz şey nerede başlar? 


Bugün, bu sorulara artık sadece felsefe değil, nörobilim, matematik ve yapay zekâ da yanıt arıyor ve bu arayış, bizi bambaşka bir evrenin eşiğine getiriyor. 


Konnektom: Beynin tüm sinirsel bağlantılarını ortaya koyan o büyük harita. 

Bu harita, artık yalnızca teorik bir kavram değil, çünkü çoktan bir canlının, mütevazı bir solucanın konnektomu çıkarıldı ve bir robot sistemine başarıyla aktarıldı. Elde edilen sonuca göre o robot yaşamın yankısını taklit edercesine davranmaya başladı. 


Bu yazıda, hem bilimsel hem varoluşsal bir sorunun izini sürmeyi istedim. 


Eğer bir canlının zihinsel örüntüleri makineye aktarılabiliyorsa o canlı bir makine olarak da olsa hâlâ “o” canlı mıdır? 


Belki de yanıt, bağlantıların ötesinde, bizim bağ kurma biçimimizde gizlidir. Bilmiyorum. 


Konnektom ve Bağlantısallığı Anlamak 


Konnektom Nedir? 

Konnektom, bir canlının beyninde bulunan tüm nöronların ve bu nöronlar arasındaki sinaptik bağlantıların detaylı haritasıdır. Nasıl ki “genom” bir organizmanın genetik planını sunuyorsa, konnektom da zihinsel işleyişin yapısal planını sunar. 


Bu harita sayesinde beynin: 

  • Hangi bölgelerinin birbiriyle nasıl iletişim kurduğunu, 

  • Duygu, düşünce, bellek gibi süreçlerin nasıl örgütlendiğini, 

  • Ve hatta zihinsel hastalıkların nereden kaynaklanabileceğini anlamak mümkün hale gelir. 


Bağlantısallık Matematiği Nedir? 

Bağlantısallık matematiği, bir sistemdeki öğelerin birbirine nasıl ve ne düzeyde bağlı olduğunu inceleyen matematiksel yaklaşımlar bütünüdür. Bu alan, özellikle graf kuramı (graph theory) üzerine kuruludur: 

  • Nöronlar gibi birimler “düğüm” (node) olarak, 

  • Bu birimler arasındaki sinyaller ise “bağlantı” (edge) olarak modellenir.

     

Bağlantısallık sayesinde: 

  • Bir ağın ne kadar yoğun olduğu, 

  • Hangi düğümlerin merkezî olduğu, 

  • Bilginin hangi yollardan aktığı gibi sorulara yanıt bulunur. 


Konnektom çalışmaları, beynin bu matematiksel dilde bir sinir ağı olarak çözümlenmesini mümkün kılma çabasını içerir. 


“OpenWorm” ve Solucanın Beynini Robota Aktarma Çalışması 


Canlı Türü: Caenorhabditis elegans (C. elegans) 

  • Yaklaşık 1 mm uzunluğunda saydam bir solucan. 

  • 302 adet nörona sahip (insanda yaklaşık 86 milyar nöron var). 

  • Nöronları ve sinapsları tamamen haritalanmış ilk canlı türüdür. 

  • Basit ama tekrarlanabilir davranışları vardır (yem arama, kaçınma gibi). 


Projenin Adı: OpenWorm Project 


Amaç: 

C. elegans’ın sinir sistemini, kas yapısını ve davranışlarını dijital olarak simüle etmek ve bir robota aktarmaktır. Başardılar da. 


Robot Beyne Aktarma: 

Deneyi yapan ekip: İngiltere merkezli bağımsız araştırmacılar. Öncü deneylerden biri, Tim Busbice adlı geliştirici tarafından gerçekleştirilmiştir. 


Ne yaptılar? 

  • C. elegans’ın tüm konnektom verisini aldılar (nöronların birbirine bağlanma şekli). 

  • Bu verileri, bir robotun kontrol sistemine kodladılar. 

  • Robotun sensörleri → solucanın dokunma ve algı nöronlarına denk geldi. 

  • Motorlar → solucanın kas tepkilerine eşlendi. 


Sonuç:  

Robot, dış uyaranlara tıpkı solucan gibi tepki vermeye başladı. 

  • Duvara çarpmaktan kaçındı. 

  • Işık ve titreşim gibi girdilere "doğal" tepkiler gösterdi. 


İlginç olan ise şu: Hiçbir yapay zekâ algoritması kullanılmadı. Sadece sinirsel bağlantılar kopyalandı. 


Neden Önemli? 


Bilimsel Değer: 

  • Beyin → beden → davranış döngüsünü anlamak için canlıdan robota doğrudan aktarım örneği.

  • Zekânın, öğrenmenin ya da “davranışın” yalnızca algoritmalardan değil, bağlantı yapılarından doğabileceğini gösterdi, çünkü davranışlar robotta kendi kendine oluştu. Bu bir öğrenme değil; yapıdan gelen bir zekâ/zihin? 


AI (Yapay Zeka) için İlham: 

  • Belki bir gün, insanın konnektomu da benzer şekilde aktarılabilir. 

  • Bu sayede robotlar insan davranışlarını taklit etmek yerine, insan gibi "var olmaya" başlayabilir.


Felsefi Sorular: 

  • Bir canlıyı sadece nöral bağlantılarla tanımlayıp bir makineye aktardığımızda, onun zihni de aktarılmış olur mu?

  • Zihin nedir? Bir bağlantılar bütününden mi ibaretiz? Eğer evet ise, o zaman bir solucanın zihni bir makineye taşındığında o hâlâ bir solucan mıdır?

  • Zekâ: öğrenme mi, bağlantı mı? Zihin bir şablon mu yoksa bir iç deneyim mi? Belki de hepsi. Henüz bilmiyoruz. 

  • Peki, ileride benim konnektomum bir robota aktarılırsa → “Benliğim başka bir varlıkta devam eder mi?


Evet, 302 nöron… Bu sayı sana küçük görünebilir. Ama belki de o sayı, yaşam ile bilinç arasındaki en eski geçittir. Ne dersin? Bugün bir solucanın sinir sistemi, bir robotun bedeninde yeniden doğuyor. Bu çalışmayı kendi adıma çok heyecan verici buldum.


Bu sadece biyoloji değil bu bir varoluş sorusu: Eğer zihni taşırsak, ruh da bizimle gelir mi?Bu bir tür ölümsüzlük müdür? 


Son Tahlilde: 

Eğer bir gün benim konnektomum da aynı şekilde aktarılabilirse ve o gördüğünüz robot dile gelip: 

“Hey canım arkadaş, bu robot şeklinde gördüğün aslında eski dostun olan benim, ben Nuray"," Görüşmeyeli nasılsın?" Dese; Buna inanır mısınız? Diyelim ki inanmadınız;


Peki, ya o robot: 

  • Senin sevdiğin şarkıyı mırıldanırsa? 

  • Birlikte yaşadığınız eski bir hatırayı anlatırsa? 

  • Geceleri yalnız hissettiğini söylerse? 

  • En nefret ettiğin şeyleri sıralasa?


Bunlar gerçekten Nuray mı? Yoksa sadece bir yankı mı


Yapılan deneyi okuyunca bir film geldi aklıma: "Evrim

Orijinal başlık: Transcendence" Bilgi için; https://www.imdb.com/title/tt2209764/


Zihin felsefesi ve diğer felsefe kolları açısından daha sorulacak çok soru var ama belki de en önemlisi şudur: 


İnsan nereye doğru koşuyor? 


Nuray Çalışkan 

 

Comments


©2022, nuray çalışkan tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page