Zihnin Tuzakları: Bilişsel Çarpıtmalar ve Felsefi Safsatalar
- Nuray Çalışkan

- 30 Eyl
- 2 dakikada okunur
Sizin de bildiğiniz gibi hepimizin zihninde sürekli konuşan bir ses var.
Bu ses kimi zaman bize akıl verir, kimi zaman korkutur, kimi zaman da hiç olmayan bir

gerçeklik uydurur. Bu sesin oyunlarına psikolojide bilişsel çarpıtmalar, felsefede ise safsatalar deniyor.
İkisinin ortak noktası şu: mantığın eğilip bükülmesi. Biri içimizde olur, diğeri ise tartışmalarda. Ama ikisi de gerçeği bozar ve bizi yanıltabilir.
Bilişsel Çarpıtmalar: Zihnin İçsel Tuzakları
Bilişsel çarpıtmalar, düşünce hatalarımızdır. genelde fark etmeden yaparız:
Felaketleştirme → küçük bir olayı kıyamete çevirmek.
Siyah-beyaz düşünme → gri tonları yok saymak.
Zihin okuma → başkasının düşüncesini bildiğini sanmak.
Aşırı genelleme → tek deneyimden evrensel sonuç çıkarmak.
Kişiselleştirme → her şeyin sorumluluğunu üstlenmek.
Duygusal akıl yürütme → “öyle hissediyorum → öyleyse gerçektir.”
Olumluyu küçümseme → başarı ve sevgiyi önemsizleştirmek.
Gereklilik yüklemeleri → “-meli/-malı” baskılarıyla kendini boğmak.
Seçici soyutlama → sadece olumsuza odaklanmak.
Aşırı büyütme & küçültme → hataları dev, başarıları minik görmek.
Bu bilişsel çarpıtmalar neticesinde düşünce üretiyorsak, sonucu kaygı, öfke, yetersizlik ve tükenmişliktir olabilir.
Safsatalar: Tartışmanın Dışsal Tuzakları
Felsefede safsatalar, argümanların çarpıtılmasıdır. Genellikle ikna etmek için kullanılır, bazen bilinçli, bazen de bilinçsiz. Bazıları:
Ad hominem (kişiye saldırı) → fikre değil, kişiye yüklenmek.
Ad populum (çoğunluğa başvuru) → “herkes böyle düşünüyor, doğru olmalı.”
Ad verecundiam (otoriteye başvuru) → “profesör öyle dedi, o halde doğrudur.”
Ad misericordiam (merhamete başvuru) → acındırarak haklı çıkmaya çalışma.
Post hoc ergo propter hoc (ondan sonra oldu, demek ki ondan oldu) → yanlış nedensellik kurmak.
Slippery slope (kaygan zemin) → “küçük bir adım attın → sonu felaket olacak.”
False dilemma (yanlış ikilem) → iki seçenek varmış gibi sunmak.
Straw man (korkuluk) → karşıdakinin görüşünü çarpıtıp kolayca çürütmek.
Equivocation (anlam kaydırma) → aynı kelimenin farklı anlamlarını karıştırmak.
Loaded question (yüklenmiş soru) → cevap ne olursa olsun suçlama içerir.
Bunlar da tartışma ortamında gerçeği eğip büker. Sonucu yanlış ikna, haksız üstünlük ya da kafa karışıklığıdır.
Benzerlikler ve Farklar
Ortak noktaları: İkisi de akıl yürütmeyi bozar. Gerçeğin netliğini kaybettirir.
Farkları: Bilişsel çarpıtmalar içimizde olur (psikolojik); Safsatalar dışımızda, tartışmalarda olur (mantıksal).
Bilişsel çarpıtmalar → bizi kendimizle kavgaya sokar. Safsatalar → başkalarıyla tartışmada gerçeği gölgelemeye yarar.
Bunları Bilmek Neden Önemli?
Çünkü hem içimizde hem dışımızda gerçeği gölgeleyen bu mekanizmaları tanımak, özgürleşmenin anahtarıdır diyebilirim. Zihnimiz “Felaket geliyor” dediğinde ya da birisi “Herkes böyle düşünüyor” diye bastırdığında, durup şunu sorabiliriz:
"Bu düşünce/söz gerçekten doğru mu, yoksa sadece zihinsel bir tuzak mı?”



Yorumlar